Ters Köşe: Persepolis

Şiraz'ın 60 km kuzeybatısında olan Persepolis herkesin bildiğinin aksine bir kent değil bir saraylar topluluğu. Yakın krallık ve toplulukların Nevruz döneminde bir araya gelip iş konuştuğu bir toplanma alanı diyebiliriz. Beni en ters köşeye yatıran ise saray düzeninin merkezi mimari üzerine kurulmamış olması. Adım attığın alanda kralın huzuruna çıkmak için bir sağa bir sola yöneliyorsun. Amaç "burada istediğin gibi yönlenemezsin, adamın algısıyla böyle oynarız" demekmiş.

Narenciye Kokulu Şiraz

Şiraz'da ilk durağımız olan narenciye kokulu bir saray bahçesine sahip "Naranjestan Museum" 'da sanki yüzlerce çiçeğin kokusunu aynı anda alıyorsunuz. Burası Şahların yakın çevresi ve ailesini misafir etmek için inşaa edilmiş bir saray. Bahçesindeki küçük dükkandan narenciye çayı ve lokumu almayı unutmayın!

2. durağımız 13.yy'ın tatlı dilli şair & filozofu Sadi'nin Türbesi. Bahçesi Şiraz gülleriyle çevrili yemyeşil su gibi bir alan. Mezar dediğin böyle olmalı diyorsun... Sonrasındaysa Sadi'nin şarapçı versiyonu olan Hafız'ın Türbesini ziyaret ettik. Burası bir o kadar güzeldi. Özellikle ailelerin çoçuklarıyla tekrar tekrar şair mezarlarını ziyaret ediyor olmalarından çok etkilendim.

Büyülü bir İran Yolculuğu

Abim ve ben uzun zamandır merak ettiğimiz İran'a doğru yola çıktık. İlk durağımız Tahran'daki "Reza Abbasi Museum" kesinlikle görülmesi gereken bir müze. 2. durağımız Meşhed'de ise "Estan-ı Qods" yani 8. imam Ali Rıza'nın Türbesini ziyaret ettik. Küçük bir şehir büyüklüğünde olan bu Türbeyi her sene şehrin nüfusunun 5 katı insan ziyaret ediyor.